.jpg)
.jpg)
ACIKLI AMA GERÇEK… |
AV. BÜLENT AKSOY un Konya Memleket Gaztesinde yazmış olduğu köşe yazısı
ACIKLI AMA GERÇEK…
Komşu Suriye’de kan durmuyor. Her geçen gün daha da kötüye giderken katliamın artık yüzbinlerle ifade edilmesi kimsenin umrunda değil.
Dünya devleri diyor ki; “Hergün 1000 kişiyi silahlarla, tanklarla, uçaklarla öldürebilirsiniz. Bu zalimlik değil. Ancak kimyasal silah var ise kesinlikle kabul edilmez, işte bu zalimliktir.”
Kimyasal silah, elbette son derece haksız, sınırsız; artık savaşmanın da ahlakının terk edildiği bir fiildir, kabulüne imkan yoktur. Bir taraftan da olmasaydı iyiydi ama bu da olmasa herhalde muhaliflerin sonuncusu ölünceye kadar Esad öldürmekten vazgeçmeyecekti. Kimsenin de umrunda olmayacaktı.
Ortada bir zalim var: Esad. Türkiye de nefesi çıktığı kadar bağırıyor “Artık yeter, müdahale edilmesi lazım” diye. Müslümanlardan çıt yok. Bir Amerika da olmasa herhalde Esad keyfi yetinceye kadar öldürmeye devam edecek. Bir tarafta Esad, bir tarafta Amerika.
Yardım istediğimiz aklımıza geldiğinde kötülediğimiz, gayrımüslim bir ülke. Ülkesini harabeye çeviren, katleden, demokrasiye geçmeyi kabullenemeyen Esad’da karşı Amerika’dan yardım istiyoruz.
Ne yazık ki acı ama gerçek. Müslümanlar tarih boyu hep bölündüler, parçalandılar ve bu hale geldiler. Netanyahu, yılbaşı mesajında “Onlar birbirini katlederken biz yakınlaşalım” diyor. Bizimkiler bundan haberi yok. İslam ülkeleri neden bu hadiseye müdahale edemiyor? Bölgesindeki kargaşayı gidermekten aciz ülkeler İslam adına neyi nasıl savunuyor?
İktidarlarının telaşına düşüp, diktatörlüğü savunanlar elbette aynı sona mahkum olacaklardır. Ancak ortada bir zulüm var. Amerikan uçakları gelip, güzelim ülkeyi bombalayıp gidecek. Sonra katliama devam…
Bu defa akıllanır herhalde Esad. Kimyasal silah kullanmaz. Ancak hemen öldürmez Müslümanları. Eziyet eder. Müslümanlar da “beni öldür” diye yalvarırken; videoya alır, bakın onlar “beni öldürün” diyor, bizim ülkemizde ötenazi hakkı bulunduğu için biz de uyguladık diyerek yaptıklarını meşru gösterebilir.
Hepimiz gözümüzü 9 Eylül’de Amerikan Kongresinden gelecek habere dikmişiz. Dün Rusya’da G-20 ülkeleri açıkça fikirlerini beyan etse de son anda bir dönüş olabilir; İngiltere’deki gibi. Rusya bütün gücü ile müdahaleyi engellemeye çalışsa da Obama kararlı olduğunu ifade ediyor.
Ne olursa olsun artık Müslüman kanı akmasın istiyoruz. Çare Amerika’dan gelse de, yapacak bir gücümüz olmasa da uluslararası toplumda açıkça bu zulmü işaret edebilmekte şugün için kafi. Ancak yetmez. Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi ve süper güç olmasından başka, Müslümanların umudu yok!
Herkes Birleşmiş Milletlerin artık karar alamayan, tükenmiş bir kurum olduğunu gördü ve biliyor. Aynı Bosna Hersek’teki zulümde olduğu gibi yine Rusya bunca müslümanın ölmesi için elinden geleni yaptı, BM’de alınacak kararları veto etti ve yine başardı.
500.000 mülteci ülkemize sığınmış, vatansız yurtsuz yaşıyor. Mühim bir masrafları var ve gelmeye devam ediyorlar. Müdahale açıklamasından bu yana da Suriye boşalıyor.
Birileri ölüyor, birileri sevinç mesajları yayımlıyor, birileri gelin, gitmeyin diyor…
Obama da “Yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz. Hooop Suriye’deyim, diyor.
Zenginin keyfi olana kadar fakirin canı çıkıyor.
Stratejiler ve Üstün Hizmet Sunuyoruz