.jpg)
.jpg)
ZOR AMA BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDAYIZ. |
AV. BÜLENT AKSOY un Konya Memleket Gaztesinde yazmış olduğu köşe yazısı
ZOR AMA BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDAYIZ.
İnsan hayatının her evresinde önemli kararlar vermek zorunda kalıyor. Bu kararlardan en önemlilerinden biri de üniversite sınavlarındaki tercih olsa gerek. Daha önce bu hususta tecrübe yaşamış biri olarak ve kesinlikle bu konuda bir ehliyetimin olmadığını da vurgulayarak fikirlerimi paylaşmak istedim.
Pek çok aday, en son ismi LYS olan üniversite sınava girdi ve bir netice aldı. İyi veya kötü. Ailelerin umduklarını tam olarak bulamamalarının, hayal kırıklığına uğramalarının vs. çok önemi yoktur bence. Zor şartlarda, dersanelerde, özel hocalarda harcananlar da mühim değildir bir noktada. Mühim olan tercihini yapacak olanın tercihidir.
Biraz daha çalışırsa daha iyi bir netice alır, benim çocuğumun hakkı bu değil, çok zeki ama çalışmıyor…
“Eldeki 1 her zaman çarşıdaki 2’den iyidir” deriz. Elde kazanılmış bir puan var. Yarın bundan daha iyisinin elde edilebileceğinden kimse emin değildir. Yine görmekteyiz eğitim sisteminin neredeyse her dönem değiştiğini. Seneye sınav sisteminin külliyen değişmeyeceğini kim garanti edebilir? Bu sebeple mühim bir performans düşüklüğü, ani bir üzüntü, hastalık vs gibi etkenler yok ise alınan puan çerçevesinde bir tercih yapılmasında fayda vardır.
Tercih yaparken neye göre tercih yapmalıyız?
Anne baba etkisi, arkadaş önerisi, başarılı bir akrabanın hayatı mı etkili olmalı bu tercihte? Yoksa artık kendi kararını verme zamanı gelmiş olan bir birey olarak kendimiz mi tek başına karar vermeliyiz?
Anadolumuzda anne baba etkisini yok edecek bir durumda olmadığımız ortadadır. Hele okurken maddi olarakta bağlı olduğumuzu düşünürsek yok sayamayacağımız aşikardır; saymamalıyız da. Aynı şekilde etrafımızda örnek aldığımız yaşantılar, meslekler elbette vardır. Ancak her halükarda okuldan sonra mesleği yürütecek olan siz olduğunuza göre kendinizi de tanımanız gerekir.
Toplumda yaygın kanı yanlış anlaşılmasın diye isimlerini vermiyorum ama 5-10 meslek ile ilgili bir yer kazanılırsa başarılı olunduğu yönündedir. Bu baskı aday için de vardır ve tercihler öncelikli olarak bu bölümler için yapılır. Ancak puan yetmeyince, gelen yer hayal kırıklığıdır.
Topluma baktığımızda ise işini iyi yapan herkesin, bir mesleği- sanatı olanın muhakkak iyi bir yerde olduğunu görmekteyiz. Her mesleğe toplumda ihtiyaç vardır ve mesleğini sevip çalışan herkes eninde sonunda hak ettiği değeri toplumdan görür. Bu değerin karşılığı ise her meslek için aynıdır: Saygı.
Elektrik- su tesisatçısı, aşçı, rehber, kaynakçı, dökümcü, terzi, ressam, tercüman, hemşire, sağlıkçı, şoför, sıvacı, bekçi, demirci, balıkçı, garson, yönetici, muhasabeci, asistan, temizlikçi, bakıcı, gündelikçi, kapıcı, bilgisayarcı, tamirci, pilot, astronot, asker, tezgahtar, kameraman, arkeolog, imam, muhabir, çoban, yönetmen …
Sayamayacağım kadar meslekler vardır ve hepsi birbirinden önemli ve değerlidir. Hangi iş yapılırsa yapılsın yapılan iş ister mektepli olunup üniversite bitirilerek yapılsın ister alaylı olunup ustasından öğrenilsin; hakkı ile ve severek yapılırsa elbet karşılığı alınmaktadır. Rızkı veren bellidir. Biz karamsar olamayız. Rızk endişesi, işsiz kalınacağı endişesi ile yaşamak, karamsar olmak bize yakışmaz.
Eskiden yüksekokul mezunları çok kolay işi bulamıyorlardı. Şimdi Konyamızda da şirketlerin işe alırken aradıkları kriterler içinde örneğin “İki yıllık büro yönetimi mezunu olmak, Yüksekokulların Muhasebe, Pazarlama Bölümlerinden mezun olmak.. .” gibi şartları istediklerini görüyorum. Tekniker veya teknisyenlerin işe almada öncelikleri olduğu da bilinen bir durumdur.
Sanayici- İşadamının çocuğu illa onun biryerlere getirdiği müessesesini devam ettirmek zorunda değildir. Çocuğunun sanata yatkınlığı var ise; çok iyi bir ressam çok iyi bir piyanist olacaksa önünü açmalıdır. Çok güzel yazıyorsa, edebiyata merakı var ise tercihine saygı duymalıdır. Müesseseyi bu işin ilmini yapmış profesyonellere elbette bırakabilir.
Aile, örnekler, istikbal, istek, öngörü ve beceri gibi birtakım kriterlerden hareketle tercihlerimizi yapmalı ve “en hayırlı yer nasip oldu”, gelmezse de “hayır var” diyebilmeliyiz.
Stratejiler ve Üstün Hizmet Sunuyoruz